Tarihçiler, kökeni hakkında farklı görüşlere sahip olsalarda bazı tarihçilerin genel görüşü, Basra Körfezi çevresinde ortaya çıktığına inanılıyor ve bazıları, bilinen en eski hurma ağacının Milattan Önce Eski Mısırlılar tarafından hurma meyvesinin kullanıldığı ve işlendiği görüşüne sahiptirler.
Hurma, uzun zamandır insanların faydalandığı popüler bir meyve türüdür. Hurmanın kökeni neredeyse MÖ uzun bir tarihe kadar izlenebilir. Meyve, orta doğu ve Kuzey Afrika'daki insanlar için temel bir üründür. Esas olarak bu bölgelerde yetiştirilen hurma, makro besinlerin ve diğer birçok sağlıklı elementin doğuştan gelen bileşimi nedeniyle oldukça faydalı bir meyvedir.
Batı için hurma, ay ve yıldız kadar İslam'ın bir simgesidir ve bu mantıksız değildir. Akdeniz medeniyetlerinde zeytin nasıl temel bir unsursa, İslam medeniyetinde de hurma ekonomik bir unsur ve bir okadarda semboldür.
Ortadoğu'dan Dünya'nın çeşitli yerlerine yayılan hurma, Müslüman tüccarlar ve seyyahlar tarafından her yere taşınmış, bugüne kadar iklimi yeterince kuru olan her İslam ülkesinde yetişmiştir.
Ancak hurma zaman içinde çok daha geriye gider. Özellikle Suriye ve Mısır'da bir dizi neolitik bölgede tarihi kalıntıları bulunmuştur. Ne kadar erken ekildiklerine dair kanıtımız olmamasına rağmen, 7.000 ila 8.000 yıl kadar önce insan tarafından yendikleri anlamına gelir. Ancak MÖ 2100 yılında yazıldığı tahmin edilen, Lübnan'dan Bahreyn'e uzanan olağanüstü bir macera hikayesi olan Gılgamış Destanı'nda ekili hurmalardan saygıyla söz edilir: "Ve babanızın palmiye korusunun bahçıvanı İşullanu'yu sevmediniz mi? Sana sonu gelmeyen hurma sepetleri getirdi; her gün sofranı doldurdu." cümleleri ile hurmaya yer vermiştir.
O dönemin mühürlerinde de bazen hayvanlar, bazen mitolojik yaratıklar ve insanlar tarafından çevrelenmiş olarak kazınmış hurma ağaçları görülür ve Arap toplumunda olduğu gibi, Roma ve Asur'da da şüphesiz kutsal bir ağaçtır.
MÖ beşinci yüzyılın ortalarında Mısır'ın ülkesi ve gelenekleri hakkında canlı ve bilgilendirici bir açıklama yazan Yunan tarihçi Herodot, diğer mahsuller hakkında birçok ayrıntı vermesine rağmen, hurma yetiştiriciliğinden hiçbir şey söylemez. Bununla birlikte, kısmen arkeolojik kanıtlardan ve kısmen de hurma ağaçlarını temsil etmek için açıkça oyulmuş sütun başlıklarından, örneğin Kral Sahure'nin mezar tapınağının yaklaşık MÖ 2.500'den kalma granit sütunlarından, hurma ağaçlarının çok erken var olduğunu biliyoruz. Abusir'de, şimdi Kahire Müzesi'nde.